DREDD

Yapım: 2012 – İngiltere
Yönetmen: Pete Travis
Senaryo: Alex Garland, Carlos Ezquerra, John Wagner
Görüntü Yönetmeni:
Oyuncular: Lena Headey, Karl Urban, Olivia Thirlby, Domhnall Gleeson, Langley Kirkwood, Deobia Oparei, Allen Irwin, Luke Tyler, Brandon Livanos, Joe Vaz, Rakie Ayola, Warrick Grier, Jason Cope, Nicole Bailey
Yapımcı:
Tür: Aksiyon, Bilim Kurgu, Macera
Süre:

THE PERKS OF BEING A WALLFLOWER

Yapım: 2011 – ABD
Yönetmen: Stephen Chbosky
Senaryo: Stephen Chbosky
Görüntü Yönetmeni: Andrew Dunn
Oyuncular: Emma Watson, Logan Lerman, Nina Dobrev, Paul Rudd, Johnny Simmons, Nicholas Braun, Melanie Lynskey, Dylan McDermott, Reece Thompson, Mae Whitman, Kate Walsh, Ezra Miller, Julia Garner, Zane Holtz, Erin Wilhelmi
Yapımcı: John Malkovich, Jim Powers, Gillian Brown, Russell Smith, Lianne Halfon
Tür: Dram,  Romantik,  Psikolojik
Süre: 









LOSING ISAIAH

Yeşil Yol, Requiem for a Dream, Bir Amerikan Suçu ve belki Transamerika’dan sonra, gerçekten etkilediğine inandığım bir filmle daha tanışmış oldum…

CNBC-e’deki Julie & Julia filminin ardından, TV8’deki Isaiah’ı Kaybetmek (Losing Isaiah) filminden bahsetmek güzel olacaktır. 1995 yapımı ABD filmi, tam bir dram. Yeşil Yol, Requiem for a Dream, Bir Amerikan Suçu ve belki Transamerika’dan sonra, gerçekten etkilediğine inandığım bir filmle daha tanışmış oldum…
Başrollerini Jessica Lange ile Halle Berry’nin paylaştığı Isaiah’ı Kaybetmek, IMDB’den 6 puana sahip.
Yönetmenliğini Stephen Gyllenhaal’ın yaptığı film 111 dakika ve uyuşturucu bağımlısı siyahi bir annenin, bebeğini çöp bidonuna bırakıp temizlik görevlilerinin şans eseri bulmasıyla başlıyor…
Margaret Lewin, sorunlu bir ergen kız çocuğuna sahiptir ve bir hastanede sosyal hizmetler görevlisi olarak çalışmaktadır. İsmini Isaiah koyduğu bebeği evine götürüp eşi ve kızıyla yaşamlarını sürdürürler. Kokain bağımlısı biyolojik annesi yüzünden kendisi de bağımlı olan Isaiah, büyür ve Margaret gelen mektubu evdekilerle paylaşır. Artık Isaiah resmî olarak onların evlatlarıdır. 
Khaila ise bir yandan dadılık yapıp diğer yandan bağımlılıkla mücadele ederken çocuğunun ölmediğini ve evlatlık verildiğini öğrenir. Adresi bulup çocuğuna bakar ve onu bir kez de olsa kucaklayıp o duygunun tadına bakar. Avukata başvurup çocuğunu geri alma mücadelesine başlar…
Hannah’ın üvey kardeşiyle oynarken ona elleri arasındaki farkı sorması üstüne Isaiah’ın sadece “Benimkiler daha küçük…” demesi bile onun ailesini ne kadar benimsediğini ortaya koyuyor filmde. Derken, izleyicinin de kendisine soru sormasını sağlıyor film: Doğuran mı, yoksa doyurup bakan ve ilgilenen mi? Uyuşturucu için çocuğunu çöpe atıp pişman olan mı, yoksa kendi çocuğu varken ikinci bir çocuğu kabullenip, onu kendi çocuğu gibi kabullenen mi? Mahkemenin kararı her ne kadar iç sızlatsa da çocuğun annesinden ayrılması kadar değil doğrusu.
Buram buram dram kokan Isaiah’ı Kaybetmek, bir yandan da farklı renklere sahip insanların doğal ortaklıklarıyla yapay farklılıklarını da sorguluyor. Sevgi, eşitlik, aile olma ya da insan eliyle oluşan politik kültürün götürüleri üstüne düşünebilme fırsatı sunan film, klasik bir Hristiyan etkisiyle İncil’den bir alıntıyla sonlanıyor…
Keyifli seyirler…
Fragmanı izlemek için tıklayın.
Armağan Örki
Twitter
Blog

JULIE & JULIA

CNBC-e’nin “Romantik Salı” kuşağında yayınlanan Julie & Julia ise izlenmeye değer, güzel yapımlardan biriydi…

İzleyebildiğim kadarıyla, televizyonu sinemayla en iyi süsleyen iki ulusal kanal var: TV8 ve CNBC-e. CNBC-e’nin “Romantik Salı” kuşağında yayınlanan Julie & Julia ise izlenmeye değer, güzel yapımlardan biriydi…
Doğrusu en başta belirtmek isterim ki CNBC-e’nin dizileri de farklı kesimlere başarıyla izlettirilebiliyor; ama ilk iki bölümüne denk geldiğim “The Fades” isimli İngiliz dizisini kime izletecekler merak ediyorum.
Konuya dönelim: Julie & Julia…
Nora Ephron’un yönetmeni olduğu, başrolleri Meryl Streep, Amy Adams, Stanley Tucci ve Chris Messina’nın paylaştığı, Julie Powell’in 11 Eylül olayı sonrasında kaleme aldığı Julie & Julia: 365 Days, 524 Recipes, 1 Tiny Apartment Kitchen (Aslında önce Mastering the Art of French Cooking -Fransız Mutfak Sanatında Ustalaşmak- isimli Julia Child’in yemek tarifi kitabına yönelik bir blog açıyor ve sonrasında bu kitabı yazıyor.) 

isimli kitabı ile Alex Prud’homme’nin Julia Child’in otobiyografisini sunan My Life in France kitabından esinlenilerek, gerçek iki yaşamdan uyarlanan güzel bir film.

Elde ettiği ondan fazla ödül içinde Golden Globe’da bulunuyor (Meryl Streep, 2010, En İyi Kadın Oyuncu, Komedi ve Müzikal) ve Oscar’da da aynı dalda ve aynı yıl adaylık söz konusu.
Yaklaşık 40.000.000 ABD Doları’na mâl olan ve 123 dakikalık Julie & Julia’nın IMDB puanı ise 7…
1949 Fransa’sında başlayan film, 2002 New York’ta devam ediyor.
Durumundan çok memnun olmayan Julie’nin yemek pişirme hakkında, Julia Child’in yemek tariflerini içeren bir blog açmasıyla konu başlıyor: The Julie/Julia Project (Julie/Julia Projesi)…
“Ben Julia Child, Afiyet Olsun…”
Blog, Hollanda usulü enginarla ilk yemek tarifini sunuyor. Bu süreye dek, onlarca yıl öncesinde Fransa’da artık canı sıkılmaya başlayan ve bir şeylerle uğraşmak isteyen Julia’nın aklına ise aşçılık okuluna yazılmak geliyor. Blog’a ilk yorumun, kendisini durdurmaya çalışan annesinden gelmesi özellikle blog yazarları için sevimli bir espri olabilir…
Tamamı profesyonellerden oluşan bir aşçılık sınıfına kaydolan Julia, soğan kesmekle işe başlıyor ilk olarak. Sonrasında, ilerlemesi hayli hızlı oluyor ve erkeğe giden yolun mideden geçtiğini farketmesi de çok süre almıyor. Filmde zaman zaman mektuplar konuşuyor: Paul Child’in ikiz kardeşi Charles’e yazdıkları, Julia Child’in arkadaşı Avis’e (Avis’le hiç yüz yüze gelmemiştir Julia, sadece mektup arkadaşıdır ve filmin ilerleyen dakikalarında Boston’da tanışacaktır.) ve kız kardeşi Dorothy’ye yazdığı mektuplar, Fransa’daki maceranın aydınlanmasını sağlıyor. Vurgulamak gerekiyor ki filmin Fransa’da geçen sahnelerindeki dekorlar ve giysiler gerçekten etkileyici.
Fransa’ya gelen Dorothy, burada evlenir ve belirtmek isterim ki onu oynayan Jane Lynch, Güler Ökten’i ne kadar da anımsatıyor. Paris’teki üç arkadaşa ise önemli bir konuk gelip telif haklarından dert yanıyor: Irma Rombauer.
Julie ise evine önemli bir konuk alıyor akşam yemeği için. Julia’nın kitabını yayınlayan Alfred Knopf’un başında bulunduğu şirketin ikinci lideri Judith Jones, ileri yaşının yağan sağanakta yolculuğa uygun olmamasından ötürü Julie’nin hazırladığı yemekleri tadamıyor.
365 günün sonunda Julie projesini tamamlıyor ve ördeği tıpkı Julia gibi hazırlamayı başarıp bunu eşi ve arkadaşlarıyla kutluyor. Julia ise kitabının ilk örneğini alıyor ve de film güzel bir şarkıyla bitiyor…

Film, açken izlenemez gibi. Birbirinden leziz yemek görüntüleri sunuluyor. Film, özellikle yemek tariflerini paylaşan blog yazarları için fikir verebilir. Öte yandan dünün ve bugünün fikir paylaşımının nasıl farklılaştığı da hoş bir çizgiyle ayırt edilebilmiş. Ailecek izlenebilecek keyifli bir film Julie & Julia ve belki bu filmde işlenen proje Türk versiyonuyla da sunulabilir.

Bon Appétit…

Fragmanı izlemek için tıklayın.

Armağan Örki
Twitter
Blog

WILL

Yapım: 2011 – İngiltere
Yönetmen: Ellen Perry
Senaryo: Ellen Perry, Zack Anderson
Oyuncular: Damian Lewis, Bob Hoskins, Rebekah Staton, Alice Krige, Jane March, Canan Ergüder, Branko Tomovic, Giles Alderson
Yapımcı: Ellen Perry, Timothy J. Nicholas, Mark Cooper, Zack Anderson, Muharrem Gülmez, Taha Altaylı
Görüntü Yönetmeni: Oliver Stapleton
Tür: Dram, Aile, Spor
Süre: 102 dakika

DICTADO

Yapım: 2011 – İspanya
Yönetmen: Antonio Chavarrías
Oyuncular: Juan Diego Botto, Maria Pau Pigem, Adrián Bermúdez, Mágica Pérez, Marc Rodríguez, Pedro Muiño, Monti Castiñeiras, Nora Navas, Bárbara Lennie
Yapımcı: Pancho Casal, Antonio Chavarrías
Görüntü Yönetmeni: Guillermo Granillo
Senaryo: Antonio Chavarrías, Sergi Belbel
Tür: Gerilim, Korku, Psikolojik
Süre: 95 dakika