JULIE & JULIA

CNBC-e’nin “Romantik Salı” kuşağında yayınlanan Julie & Julia ise izlenmeye değer, güzel yapımlardan biriydi…

İzleyebildiğim kadarıyla, televizyonu sinemayla en iyi süsleyen iki ulusal kanal var: TV8 ve CNBC-e. CNBC-e’nin “Romantik Salı” kuşağında yayınlanan Julie & Julia ise izlenmeye değer, güzel yapımlardan biriydi…
Doğrusu en başta belirtmek isterim ki CNBC-e’nin dizileri de farklı kesimlere başarıyla izlettirilebiliyor; ama ilk iki bölümüne denk geldiğim “The Fades” isimli İngiliz dizisini kime izletecekler merak ediyorum.
Konuya dönelim: Julie & Julia…
Nora Ephron’un yönetmeni olduğu, başrolleri Meryl Streep, Amy Adams, Stanley Tucci ve Chris Messina’nın paylaştığı, Julie Powell’in 11 Eylül olayı sonrasında kaleme aldığı Julie & Julia: 365 Days, 524 Recipes, 1 Tiny Apartment Kitchen (Aslında önce Mastering the Art of French Cooking -Fransız Mutfak Sanatında Ustalaşmak- isimli Julia Child’in yemek tarifi kitabına yönelik bir blog açıyor ve sonrasında bu kitabı yazıyor.) 

isimli kitabı ile Alex Prud’homme’nin Julia Child’in otobiyografisini sunan My Life in France kitabından esinlenilerek, gerçek iki yaşamdan uyarlanan güzel bir film.

Elde ettiği ondan fazla ödül içinde Golden Globe’da bulunuyor (Meryl Streep, 2010, En İyi Kadın Oyuncu, Komedi ve Müzikal) ve Oscar’da da aynı dalda ve aynı yıl adaylık söz konusu.
Yaklaşık 40.000.000 ABD Doları’na mâl olan ve 123 dakikalık Julie & Julia’nın IMDB puanı ise 7…
1949 Fransa’sında başlayan film, 2002 New York’ta devam ediyor.
Durumundan çok memnun olmayan Julie’nin yemek pişirme hakkında, Julia Child’in yemek tariflerini içeren bir blog açmasıyla konu başlıyor: The Julie/Julia Project (Julie/Julia Projesi)…
“Ben Julia Child, Afiyet Olsun…”
Blog, Hollanda usulü enginarla ilk yemek tarifini sunuyor. Bu süreye dek, onlarca yıl öncesinde Fransa’da artık canı sıkılmaya başlayan ve bir şeylerle uğraşmak isteyen Julia’nın aklına ise aşçılık okuluna yazılmak geliyor. Blog’a ilk yorumun, kendisini durdurmaya çalışan annesinden gelmesi özellikle blog yazarları için sevimli bir espri olabilir…
Tamamı profesyonellerden oluşan bir aşçılık sınıfına kaydolan Julia, soğan kesmekle işe başlıyor ilk olarak. Sonrasında, ilerlemesi hayli hızlı oluyor ve erkeğe giden yolun mideden geçtiğini farketmesi de çok süre almıyor. Filmde zaman zaman mektuplar konuşuyor: Paul Child’in ikiz kardeşi Charles’e yazdıkları, Julia Child’in arkadaşı Avis’e (Avis’le hiç yüz yüze gelmemiştir Julia, sadece mektup arkadaşıdır ve filmin ilerleyen dakikalarında Boston’da tanışacaktır.) ve kız kardeşi Dorothy’ye yazdığı mektuplar, Fransa’daki maceranın aydınlanmasını sağlıyor. Vurgulamak gerekiyor ki filmin Fransa’da geçen sahnelerindeki dekorlar ve giysiler gerçekten etkileyici.
Fransa’ya gelen Dorothy, burada evlenir ve belirtmek isterim ki onu oynayan Jane Lynch, Güler Ökten’i ne kadar da anımsatıyor. Paris’teki üç arkadaşa ise önemli bir konuk gelip telif haklarından dert yanıyor: Irma Rombauer.
Julie ise evine önemli bir konuk alıyor akşam yemeği için. Julia’nın kitabını yayınlayan Alfred Knopf’un başında bulunduğu şirketin ikinci lideri Judith Jones, ileri yaşının yağan sağanakta yolculuğa uygun olmamasından ötürü Julie’nin hazırladığı yemekleri tadamıyor.
365 günün sonunda Julie projesini tamamlıyor ve ördeği tıpkı Julia gibi hazırlamayı başarıp bunu eşi ve arkadaşlarıyla kutluyor. Julia ise kitabının ilk örneğini alıyor ve de film güzel bir şarkıyla bitiyor…

Film, açken izlenemez gibi. Birbirinden leziz yemek görüntüleri sunuluyor. Film, özellikle yemek tariflerini paylaşan blog yazarları için fikir verebilir. Öte yandan dünün ve bugünün fikir paylaşımının nasıl farklılaştığı da hoş bir çizgiyle ayırt edilebilmiş. Ailecek izlenebilecek keyifli bir film Julie & Julia ve belki bu filmde işlenen proje Türk versiyonuyla da sunulabilir.

Bon Appétit…

Fragmanı izlemek için tıklayın.

Armağan Örki
Twitter
Blog