Fetih 1453 Üstüne…

Armağan Örki’nin kaleminden Fetih 1453…

“Son zamanların en iyi yerli filmi.”

Sinemaseverlerin merakla beklediği Fetih 1453, son zamanların en iyi yerli filmi. Şener Şen’in Eşkıya filmiyle başlayıp bugüne dek süren yeni akım içinde öyle sanıyorum ki en iyisi… 

Surdan sura uçan kahramanların olmadığı, ölüp yere düşenlerin kalkıp tekrar savaşmadığı ve her dakikası merak uyandıran, sürükleyici bir film. En önemlisi Sultan Süleyman’ın Kanunîliğinin çıkartılıp aşk böceği yapıldığı şu günlerde, Sultan Mehmet’in Fatihliği korunabilmiş kamera önünde…

Devrim Evin… Bu isme bundan sonra dikkat edip özen göstermekte yarar var. Müthiş oyunculuğunun, yılların eskitemediği birçok oyuncununkinden geri kalır yanı yok. Yapmacık değil, doğal ve aldığı görevi son derece iyi yerine getirmiş, tıpkı Ulubatlı Hasan rolündeki İbrahim Çelikkol, 11’inci Konstantin rolündeki Recep Aktuğ gibi. Ümit ediyorum ki Devrim Evin ile sinemaseverler daha birçok kaliteli projede karşı karşıya gelir.

Yönetmen koltuğundaki Faruk Aksoy ile yapımda kendisine eşlik eden Ayşe Germen de teşekkürü hak ediyor. Beklenilen, istenilen ve gerek duyulan bir projeyi seyirciyle buluşturan Aksoy, aşırıya kaçıp boğmadan servis edebilmiş birçok unsuru. Filmin en önemli özelliklerinden biri ise Benjamin Wallfisch tarafından yapılan film müziklerinin yanlışım yoksa Batı’ya has olması ve Mehter’e ilişkin neredeyse hiçbir unsurun yer almaması; ancak Akşemseddin’den Karamanoğulları ile olan bazı ilişkilere ve Rumeli Hisarı’na dek çok iyi değinilmiş; ki buna karşın 160 dakikalık bir film ve Fatih’in yaşamını değil (diğer fetihler, kardeş katlinin yasallaşması gibi yasalar ve başka önem arz edebilecek Sultan’la ve dönemiyle ilgili noktalar fazla bulunmuyor), İstanbul’un fethini konu ediniyor. Bu durumda takdir edip tekrar ve tekrar teşekkür etmekten başka yapılabilecek bir yorum olamaz…

Sahip olduğu bütçe ve harcanan emekler kesinlikle boşa gitmemiş. Ders kitaplarında masal gibi okutulan bir gerçeğe, sihirli bir değnek ile dokunulup Hz. Muhammed (S.A.V.)’in müjdelediği fethi sinemayla buluşturan bütün ekip, Çağrı’daki Bedir Zaferi, Kurtuluş’taki 30 Ağustos Zaferi, Çöl Aslanı Ömer Muhtar’daki onurlu mücadele gibi insanı etkileyebilmeyi başarmış.

Kurtuluş, Cumhuriyet, 120, Kubilay, Veda veya daha yakın tarihe ışık tutan Devrim Arabaları ne ise Fetih 1453’te aynı ve devamı, başka konularla çok daha iyi gelecektir kuşkusuz.

Şu an için Türkiye’den olumsuz eleştiri var mı bilmiyorum; ancak bazı yabancı kaynakların filmi yerden yere vurmasını anlayışla karşılamak gerek. Eğer doğruyu söyleyen dokuz köyden kovuluyorsa, benzer tiplerin 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi, 1914 Ermeni Göçü ya da 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile ilgili bir filme de aynı çıkışı yapacaklarını tahmin etmek mümkün. Yurt dışında da seyircisiyle buluşan Fetih 1453’ü, oradaki ödül törenlerinde görüp göremeyeceğimizi zaman gösterecek olsa da birçok sinemaseverin arşivinde sağlam bir yer edineceği şimdiden belli…


Fragmanı izlemek için tıklayın.

Armağan Örki
Twitter
Blog