Ayşegül Sevgi, Labirent filmini yorumluyor…

“Tolga Örnek, son iki filmdeki başarısını Labirent ile taçlandırmış gözüküyor…”


Devrim Arabaları ve Kaybedenler Kulübü’nün yönetmeni Tolga Örnek’in üçüncü filmi olan Labirent’ten bahsedelim bugün. Tolga Örnek, diğer iki filmdeki başarısını üçüncü filmi Labirent ile taçlandırmış gözüküyor.

Film, konu bazında baktığımızda Mahsun Kırmızıgül filmlerinden New York’ta Beş Minare’yi
çağrıştırıyordu. Şöyle de bir su götürmez gerçek var ki bana kalırsa, New York’ta Beş Minare filmi çok daha başarılıydı. Peki, Labirent’i Hollywood filmleri ile kıyaslamak ne kadar doğru? Bu gerçekten tartışılır bir döngü diye düşünüyorum. Bir Türk filmi olarak baktığımızda ise klişeleşmiş konusuna ve New York’ta Beş Minare kadar yüksek bütçesi olmamasına rağmen, oyunculukların hat safhada başarılı olduğunu söyleyebilirim. Ancak yer yer mantık hatasına düşüldüğü ve bunun da izleyicinin gözünden kaçmadığı oldukça açık…
Filmi izleyen birçok kişinin gülüp geçtiği şu an iki nokta var ki birincisi, Meltem Cumbul’un işkenceden sonra operasyona katılıp başarılı ajan profilinden ödün vermemiş olmaması. Diğeri ise filmin sonunda uluslararası bir operasyona iki polisin gitmesi hangi aklın ürünüdür, diye insan düşünmeden edemiyor. Bu arada Meltem Cumbul’un ajan karakterine rağmen merkezde topuklularıyla kadın kadın hallerinden vazgeçmiyor olması da gözlerden kaçmış değil… Son olarak Labirent, arşivimizde saklayabileceğimiz bir yapım diyebilirim.

Ayşegül Sevgi